85 Yıldır aynı gururla

Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Trakya Manevraları sırasında 19 Ağustos 1937’de Saray’ı onurlandırışın 85’nci yılı, büyük bir coşku ve gururla kutlandı.

 

ÇELENK TÖRENİ GERÇEKLEŞTİRİLDİ
Saray Belediyesi tarafından düzenlenen “Onur ve Zafer- Hasat ve Sanat Günleri,” kapsamında Atatürk’ün Saray’ı ziyaret edişinin 85. yıldönümü kutlamaları cuma günü saat 10.30’da Atatürk Anıtı’na çelenk sunumu ile başladı. Çelenk törenine Saray Kaymakamı Adem Ünal, Saray Garnizon Komutan Vekili Kurmay Albay Yavuz Perçin, Saray Belediye Başkanı Özgen Erkiş, CHP Saray İlçe Başkanı Akın Aytaç, Ak Parti Saray İlçe Başkanı Samet Derviş, MHP Saray İlçe Başkanı Yusuf Duman, DEVA Partisi Saray İlçe Başkanı Tarık Atansoy, Saray İlçe Emniyet Müdürü Vekili, Saray İlçe Jandarma Komutanı Üsteğmen Emrah Kaya, Saray İlçe Milli Eğitim Müdürü Reşat Uçak, Vize Belediye Başkanı Ercan Özel, Saray Belediye Başkan Yardımcısı Fuat Ünal, Kıyıköy Belediye Başkanı Tezcan Yatkın, Saray Belediye Meclis Üyeleri, Siyasi parti ve STK temsilcileri, Kaymakamlık daire amirleri ve vatandaşlar katıldı.

ATA’YA ŞÜKRANLARINI SUNDULAR
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Saray’a gelişinin 85. Yıl kutlama töreni Trakya manevraları sırasında ziyaret ettiği alan olan Saray Belediye Binası yanındaki alanda devam etti. Saray Kaymakamı Adem Ünal, Saray Garnizon Komutan Vekili Kurmay Albay Yavuz Perçin ve Saray Belediye Başkanı Özgen Erkiş Atatürk rölyefine karanfil bırakarak, Ata’ya şükranlarını sundular.

BAŞKAN ERKİŞ ATATÜRK’ÜN ÖNGÖRÜSÜNÜN ÖNEMİNE VE BARIŞ TUTKUSUNA VURGU YAPTI
Atatürk’ün Saray’ı onurlandırışının 85. Yıldönümü programında ilk konuşmayı Saray Belediye Başkanı Özgen Erkiş yaptı. Başkan Erkiş şunları ifade etti:

“İlçemiz orta ölçekli bir ilçedir. 1937’de küçük bir kasabaydı. Atatürk o günde bugün de ilçemize gelen meşhur insanlar, meşruiyetlerine katkı sağlayan özellikleri sayesinde dikkat çekmeyi başarırlar. Yakışıklı adamlardır, yaman adamlardır. Çok değerli hanımefendilerdir, bilge hanımefendilerdir derken dikkati çekerler. Dolayısıyla buraya gelmeleri hatıratlara kazanır. 1937’de Atatürk’ün buraya gelişi insan olarak her şeyden evvel buraya sarı saçlı, mavi gözlü üniformanın, takım elbisenin çok yakıştığı bir adamın gelişiydi, muzaffer bir komutanın gelişiydi. Bir İngiliz amiralin tabiriyle kimse karşısında ruhum bu kadar ezilmedi ki ben 15’e yakın cumhurbaşkanın ve devlet büyüğünün karşısında durdum. Ancak onun ruhunda kudretli bir esrar vardı, öylesine ezildiğimi hissettim karşısında dedirten bir komutan geldi. Birinci Dünya Savaşı’nın, Osmanlı İmparatorluğu dahilinde savaş kaybetmediği tek cephenin komutanı geldi. Ancak bunların dışında ve ötesinde 1937 manevralarında buraya gelen Ulu Önder Atatürk’e ayrı bir hava vardı. Atatürk, o gün buraya savaşlarda maharetini ortaya koymuş bir komutan olmanın ötesinde geldi. Savaşı önleyebilmek kabil değildi ve savaş O’nun öngörüsü dahilinde ve birçok siyasi bilimcinin ideoloğun gördüğü takdirde adım adım gelmekteydi. Buraya yurtta sulhu ve cihanda sulhu şiar edinmiş birisi olarak artık sadece yurtta sulhu ve huzuru muhafaza etmek mümkün göründüğünden bizi savaşın dışında tutabilmek için kudretini göstermek için geldi. Meşhur tabirle dosta güven, düşmana kaygı vermek için geldi. Bu topraklarda huzuru hakim kılmak istiyoruz, savaşa dahil olmak istemiyoruz. Şiarımız barıştır ve şunu asla unutmayın. Barışı temin etmek için gerekirse savaşa geçmişte olduğu gibi barıştan her zaman daha yakınız demek için geldi. Neşter, tıbbın kudretini mi acizliğini mi gösterir? Elbette ki bir anlamda acizliğini gösterir. Keşke Yüce Yaradan’ın bizleri ihlas ettiği gibi, bizleri teşekkül ettirdiği gibi devam edebilsek. O, bu anlamda savaş meydanlarında neşteri dikkatlice kullanmış bir cerrah gibiydi. Yeri geldiğinde ben neşteri vururum, savaşı da kazanırım. Ama aslonan insanları, bu mümkün değilse kendi insanımı huzur içinde yaşatmaktır dedi ve bunu başardı. Bir çocuğun, ikinci cumhurbaşkanımız Mustafa İsmet İnönü’ye bizi savaş sırasında aç bıraktın dediği meşhur hikayeden atıfla ‘Evet evlat belki aç bıraktım ama babasız bırakmadım’ deyişinin zeminini hazırlamak için buradaydı. 85’inci seneyi devriyesinde böyle huzur içinde hala yaşıyor oluşumuzun mimarı Ulu Önder Atatürk’ü bir daha minnetle anıyorum.”

KAYMAKAM ÜNAL: “ATATÜRK’Ü MİNNETLE ANIYORUM”
Başkan Erkiş’ten sonra günün önemine dair bir konuşma gerçekleştiren Saray Kaymakamı Adem Ünal, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:

“Bugün sanki Atamız burada, bu alanda yanımızda kahve içiyormuş gibi hissederek günün anlamını yaşamamız lazım. Bu duygu ve düşüncelerle Cumhuriyet'imizin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ü ve kahraman silah arkadaşlarını yakından görme ve ağırlama şerefini yaşamıştır. Şehitlerimizi ve silah arkadaşlarını bu vesileyle bir kez daha minnetle anıyor, saygılarımı sunuyorum.”

HALK OYUNLARI GÖSTERİLERİ BÜYÜK BEĞENİ ALDI
Konuşmaların ardından performanslarını sergileyen Türkiye Sakatlar Derneği Çerkezköy Şubesi Halk Oyunları ekibi, Saray Halk Eğitim Merkezi Halk Oyunları ekibi ve Saray Belediyesi Saray Şukar Roman Halk Dansları ekibi izleyenlerin büyük beğenisini topladı.

FATMA TEYZE CUMHURİYET ŞİİRİ İLE PROGRAMA DAMGA VURDU
Atatürk’e olan sevgisini her zaman dile getiren ve gösteren Fatma teyze, ‘Cumhuriyet’ şiiriyle programa damga vurdu. Büyük bir coşkuyla ‘Cumhuriyet’ şiirini seslendiren Fatma teyze Saray Belediye Başkanı Özgen Erkiş ve katılımcılardan büyük alkış aldı.

ATATÜRK, SEVDİĞİ ŞARKILARLA ANILDI
Programda son olarak Şef Salih Demirci Atatürk’ün sevdiği şarkılardan oluşan bir konser verdi. Dinleyenlerin kulaklarının pasını silen Salih Demirci, performansıyla büyük beğeni topladı.

AYRAN İKRAM EDİLDİ
19 Ağustos Atatürk’ün Saray’ı onurlandırışının 85. Yıldönümü programı Atatürk Rölyefi yanında ayran ikramı ile son buldu.

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Exit mobile version