EÜ’ye TÜBİTAK’tan bir destek daha

EGE’DEN ÖTEGEZEGENLERE “GAYE”Lİ BAKIŞ

 

Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü Astrofizik Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mutlu Yıldız’ın “Gaz Devlerden Karasallara Gezegenlerin Yapısı ve Evrimi(GAYE)” başlıklı projesi TÜBİTAK “1001-Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Projelerini Destekleme Programı” kapsamında desteklenmeye hak kazandı. Proje kapsamında örnek gezegenler seçilerek içyapı modelleri geliştirilecek ve kimyasal bileşimleri belirlenecek.

 

Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, Prof. Dr. Yıldız’ı makamında ağırlayarak tebrik etti. Rektör Prof. Dr. Budak, “Gezegen bilimi ile ilgili olarak son yıllarda yapılan çalışmalarla önemli verilere ulaşılıyor. Üniversitemiz bilim insanları da bu doğrultuda nitelikli araştırmalar yürütüyorlar. Fen Fakültesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümünden öğretim üyemiz Prof. Dr. Mutlu Yıldız’ın geliştirdiği proje de TÜBİTAK tarafından desteklemeye uygun bulundu. Hocamızı çalışmalarından dolayı tebrik ediyor, başarılar diliyorum” dedi.

 

Proje hakkında bilgi veren Prof. Dr. Mutlu Yıldız, “Gezegen bilimi son 25 yılda müthiş gelişme gösterdi. ESA’nın CoRoT, NASA’nın TESS ve Kepler uzay görevleri ile yer konuşlu görevlerin sağladığı veriler sayesinde, kesinleşen ötegezegen sayısı 5 bin 190’ı aştı. Bunların yaklaşık 600’ünün kütlesi ve yarıçapı gözlemlerden belirlenmiş durumda. Bu veriler gezegenlerin yapısını, oluşumunu ve evrimini anlamamız açısından hazine niteliğindedir. ‘Gaz Devlerden Karasallara Gezegenlerin Yapısı ve Evrimi’ projemiz kapsamında örnek gezegenler seçilerek içyapı modelleri geliştirilecek ve kimyasal bileşimleri belirlenecek. Elde edilecek sonuçların, yaşama elverişli gezegenler de dâhil gezegenlerin oluştuğu disk sürecini ve oluştuktan sonraki buharlaşma süreçlerini daha iyi anlamamızı sağlamasını amaçlıyoruz” dedi.

 

Ötegezegenler hakkında da bilgi veren Prof. Dr. Yıldız, “Ötegezegenler üç grupta toplanabilir. Bir yanda çok geniş bir ve görece dar bir yarıçap aralığında yer alan gaz devler, diğer uçta ise karasal gezegenler. Arada ise özellikleri çok değişkenlik gösteren Neptün altı ve üstü gezegenler. Gezegen yarıçapı üzerinde birçok faktör etkilidir. Kimi gezegenler barınak yıldızlarına o kadar yakın ki yüzeyleri bile kavruluyor. Gaz devlerin en büyükleri en çok aydınlatılanlardır. Jüpiter ise Güneş’e çok uzak olduğu için buzdan bir yüzeye sahip ve kütlesine göre daha küçük hacme ve yarıçapa sahiptir. Yakın olan gaz gezegenler, gelgit etkisine de maruz kalıp daha da ısıtılır ve şişer. Bu etkilerin yanı sıra gezegenlerin kimyasal bileşimleri de yarıçapları üzerinde oldukça etkilidir. Bir tarafta taş ve demirden oluşan yer benzeri karasal gezegenler, diğer tarafta ise bol miktarda hafif hidrojen ve helyum elementlerinden oluşmuş gaz devler. Gezegenlerin yapıları ve oluşum süreçleri birbirinden çok farklı. Gaz devler gezegen sisteminin yuvası olan diskte bulunan gazlar kaybolmadan oluşarak bünyesine hidrojen ve helyumu da katarken, karasal gezegenler disk gazı kaybedince oluştuğundan esas olarak ağır elementlerden oluşmaktadır” dedi.

 

“Uzayda canlılar belki de sandığımızdan daha yaygın”

Yaşama elverişli şartları olan diğer gezegenler bulunduğunu söyleyen Prof. Dr. Yıldız, “Keşfedilen karasal gezegenlerden 58’inde fiziksel koşulların yaşama elverişli olduğu tahmin edilmektedir. Bu gezegenler arasında bize en yakın yıldız Yakın Erboğa’nın barındırdığı ötegezegen de var. Uzayda canlılar belki de sandığımızdan daha yaygın.  Gezegen içyapıları küçük ve büyük ölçekte fizik bilgimizin sınandığı ve geliştirildiği alanlardır. Çağdaş yöntem ve araçlarla her üç gezegen grubu için içyapı modelleri yaparak gezegenlerin yapısını belirleyen etkenlerin ayrıntılı araştırılması gerekiyor” diye konuştu.

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Exit mobile version