Kazlıçeşme Sanat'ta 'Ressam Mehmet Ali Laga Söyleşileri'…

Kazlıçeşme Sanat’ta devam eden ve sanatseverlerden yoğun ilgi gören “Vefatının 75. Yılında Mehmet Ali Laga-Asker ve Ressam Sergisi’ üzerine gerçekleştirilen sanat söyleşilerinin ikincisi yapıldı.

Türk resim sanatının gölgede kalmış ustalarından Ressam Mehmet Ali Laga’ya dair muhtelif koleksiyonlardan 200 kadar eserin yanı sıra çok sayıda belge ve fotoğraftan oluşan “Mehmet Ali Laga Asker ve Ressam” sergisi Kazlıçeşme Sanat’ta sanatseverleri bir araya getirmeye devam ediyor. 21 Ekim 2022 tarihinde açılan ve sergi süresince Mehmet Ali Laga’nın resim sanatı ve yaşamı üzerine söyleşiler de yapılıyor. Serginin küratörü Ömer Faruk Şerifoğlu’nun ev sahipliğinde gerçekleşen söyleşilerin ikincisine Yozgat Bozok Üniversitesi’nden Öğretim Görevlisi Kâmil Büyüker konuk oldu. Büyüker, sanatseverlere Mehmet Ali Laga’nın mensubu bulunduğu Zâfir Ailesi hakkında önemli bilgiler aktardı.

 

‘MEDİNE’Lİ’ ‘MEDENİ’LER…

“Zâfir Efendi ve Zâfir ailesi benim için kapanmayan bir defter hüviyetinde.” diyerek sözlerine başlayan Kâmil Büyüker, Mehmet Ali Laga’nın kökeni ve dedesi Muhammet Zâfir Efendi hakkında şu bilgileri verdi: “Şeyh Muhammet Zâfir Efendi, dede tarafıyla yani dedesi Hamza Zâfir, aslen Medineli aileye mensuplar. Babası Muhammet Hasan bin Hamza Zâfir el-Medenî diye geçiyor. Medineli olmalarına mukabil Medenî olarak da, bu nisbe ile anılmışlar. Dede, Medine’de yaşamış. Muhammet Hasan Zâfir Efendi, ata toprağı olan Fas’a gidiyor. Orada Şazeli tarikatının Darkavi koluyla bir irtibatı oluyor Fas’ta. Ve Darkavi Hazretleri’ne intisap ediyor. Oradan, şeyhinin vefatından sonra Medine’ye dönecek tekrar, asli vatanları, babasının da yaşadığı vatan. Medine’ye giderken Trablusgarp’a uğruyor. Trablusgarp’ta bir hüsnükabul görünce Trablusgarp’ta yaşamayı düşünüyor. Ve Muhammet Zâfir Efendi de o zaman babasından ilim tahsil ediyor. Ve babasından icazet alıyor. Ve daha sonra Medenî kolunun kurucusu oluyor.”

 

SULTAN II. ABDÜLHAMİD İLE KURULAN YAKIN BAĞ…

Laga’nın dedesi Şeyh Zâfir Efendi’nin Sultan II. Abdülhamid ile tanışmasını anlatan Büyüker konuşmasında, “Şu an Eminönü’nde Üç Mihraplı Cami var. Üç Mihraplı Cami civarında bir yer tutulduğu, Zafir Efendi’nin orada kaldığı, orada sohbetlerine devam ettiği, Abdülhamid Han’ın şehzadeliği döneminde bu derslere gizli olarak gelip gittiği naklediliyor. Orada bir yakınlık zuhur ediyor. İşte Süleyman Tevfik’in özellikle Abdülhamid Han’ın şeyhi olarak anılan Ebu’l Hüda es’Sayyadi ile ilgili yazdığı uzun bir tefrikası var Abdülhamid’in Cinci Hocası diye. Orada da yine şehzadeliği döneminde Sultan Abdülhamid Han’ın tahta çıkacağını Zâfir Efendi’nin böyle bir şeyi ifade ettiği, öngördüğü için ve daha sonrasında Sultan Abdülhamid’in tahta çıkmasıyla beraber Şeyh Zâfir Efendi’ye yakınlığının pekiştiğini ifade ediyor.” ifadelerine yer verdi.

Söyleşinin devamında Zâfir Ailesinin sonraki süreçteki hikâyesi, ailenin sonraki dönem mensupları ve Mehmet Ali Laga’nın resimlerinin dağılışı üzerine konuşuldu. Program, konuklardan gelen soruların Ömer Faruk Şerifoğlu ve Kamil Büyüker tarafından cevaplanması ile son buldu.

 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Exit mobile version