Markanız Logosuz da Hatırlanıyor mu

GÜÇLÜ MARKA KİMLİĞİNİN TÜKETİCİ ÜZERİNDEKİ ETKİSİ

 

Tüketiciler, bazı markaları marka adı ya da logo görmeden kolaylıkla hatırlayabiliyor. Bilinçaltında oluşan bu durum, markaların sahip oldukları ‘güçlü marka kimliği’ ile ilişkili bir konu. Etki yaratmak isteyen markaların logo ve marka adının ötesine, 5 duyu organına ulaşan hatırlatıcılara bakmaları gerektiğini vurgulayan Tasarist Yaratıcı Direktörü Musa Çelik, “Görsel unsurlar markayı temsil etmede oldukça etkili araçlar olsa da güçlü bir marka kimliği oluşturmak ve sonrasında yerleşik hale getirmek için perspektifi genişletmeli ve zamanın gücüne güvenmeliyiz.” açıklamasında bulunuyor.

 

Güçlü marka kimliği, tüketicilerin markayı hızlıca hatırlamasını sağlayan unsurların tamamını kapsıyor. Marka adı ve logo, marka oluşturmada temel ve çok önemli iki konu fakat tüketicinin bilinç altına marka algısını yerleştirmekte son derece yetersiz. Dolayısıyla geniş bir perspektiften bakıldığında 5 duyu organına yönelik, markaya özelleştirilmiş hatırlatıcıların olduğu güçlü marka kimliği konusu ortaya çıkıyor. Son dönemde global markaların ürünlerinden ya da reklam kampanyalarından logoları kaldırıp tüketiciye bir mesaj verdikleri uygulamalar görülüyor. Üstelik tüketici, markayı renginden, ambalajının şeklinden ya da yazı fontundan markanın adını bile görmeden ilk anda tanıyor. Bunun altında yatan sebebin tartışmasız güçlü marka kimliği ve marka bilinirliği olduğunu vurgulayan Tasarist Yaratıcı Direktörü Musa Çelik, “Bu güce ulaşmak için markalar, kendilerini tüketicinin duygularıyla ilişkilendirmeli, markayı hatırlatan hatırlatıcıların her zaman tutarlı ve sürekli kılmalılar. Güçlü marka kimliği uyumlu değilse, ürünlerde sunulan deneyim değişkense bu durum markanın gücünü zayıflatır ve bütünlüğü bozarak akılda kalıcılığı baltalar.” vurgusu yapıyor.

 

Farkındalık Markalara Bilinirlik Getirmez

Marka farkındalığı ile marka bilinirliği çok sık birbirine karıştırılıyor ya da bu kavramların aynı olduğu düşünülüyor. Oysaki ilişkili olmalarına rağmen aralarında, markanın satışlarına giden yolu da etkileyen ciddi bir ayrım bulunuyor. Marka farkındalığı, tüketicinin markanın varlığından haberdar olduğunu ifade ederken marka bilinirliği, tüketicinin markanın görsel ve işitsel unsurları aracılığıyla markayı tanımlayabilmesi olarak tanımlanıyor. Öyle ki marka farkındalığı uzun vadede marka bilinirliğine de yol açabiliyor ve ilişkileri bu noktadan kaynaklanıyor ancak farkındalık seviyesinin ötesine geçmeme ihtimali göz ardı edilmemeli. güçlü marka kimliğinin yalnızca bir logonun daha önce görülmüş olmasından ya da marka adının duyulmuş olmasından çok daha fazlası olduğunu belirten Tasarist Yaratıcı Direktörü Musa Çelik, markanın ruhunun ve hikayesinin bir bütün olarak ele alınması ve tüketiciye bütün halinde sunulması gerektiğini vurguluyor.

 

“Marka – Tüketici İlişkisi Paranın Değil Zamanın Elinde”

Markaların ve ürünlerinin güçlü marka kimliği unsurları, tüketici satın alma davranışını etkilemek için kullanılıyor. Tüketicinin markayla temas ettiği her noktada aynı ve birbirini hatırlatacak içeriklerle karşılaşması markaya olan güven duygusunu kişi farkında olmadan artırıyor. Bu sayede tutarlı marka kimliği, verdiği çağrışımlarla tüketicinin bilinçaltında yer ediniyor. Derin tüketici analizleri sonrasında güçlü marka kimliği geliştiren markalara Musa Çelik, “Tüm temas noktalarına güçlü marka kimliği yansıtın, son aşamanız artık markanızı tüketicinin zamanına bırakmak. Bu ilişkiyi güçlendirmek paradan çok zamanın elinde!” açıklamasında bulunuyor.

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Exit mobile version