Ozon terapi ile yaşlanmayı geciktirin

Sağlıklı kemikler güçlü bağışıklık sistemini de beraberinde getiriyor. Birçok hastalığın tedavisini destekleyen ozon terapinin (medikal ozon tedavisi), kas-iskelet sistemi ile ilgili hastalıklarda ve yaşlanma ile oluşan bazı aksaklıklarda tedavi amaçlı kullanıldığını vurgulayan Anadolu Sağlık Merkezi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Sadi Kayıran, “Ozon terapi, bağışıklık sistemi üzerinde son derece önemli etkilere ve etkin sonuçlara sahip bir yöntem. Ancak ozon terapinin destekleyici bir tedavi olduğu unutulmamalı. Hastalık nedeniyle tedavi gören bireylerin ozon terapisini birincil tedavi olarak görmemeleri ve asıl tedavilerini ihmal etmemeleri tedavinin başarı açısından oldukça önemli” şeklinde konuştu.

 

Ozon terapi, çeşitli yollardan ozon gazı ya da ozon gazına tabi tutulmuş kanın, yeniden damar yolu ile vücuda verilmesidir. Bir tedavi yöntemi olmaktan ziyade, vücudun tedaviye verdiği yanıtı artıran bir yöntem olduğunu vurgulayan Anadolu Sağlık Merkezi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Sadi Kayıran, “Kas-iskelet sistemimize ait pek çok sağlık probleminde kullanılan ozon uygulamalarının geleneksek tedavilerin bir alternatifi değil, tamamlayıcısıdır” dedi.

 

Kemoterapi veya radyoterapi sonrası uygulanabiliyor

Birçok hastalığın tedavisinde uygulanan ozon terapisinin yaralarda, yaşa bağlı gözde ortaya çıkan makula dejenerasyonu gibi hastalıklarda, basit diş ve ağız enfeksiyonlarında da etkin olarak kullanıldığını söyleyen Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Sadi Kayıran, “Ozon, insan vücudu gibi biyolojik ortamlarda hızla oksijene dönüşerek orta düzeyde stres oluşturan bir gaz. Bu gaz bağışıklık sistemimizdeki antioksidan savunma mekanizmalarında görev yapan enzimler ile aktive oluyor ve oluşan bu kontrollü strese karşı bağışıklık sistemimiz harekete geçiyor. Yani bir tür, ‘fizyolojik aşı’ etkisi ortaya çıkartarak yaşlanmayı yavaşlatıyor diyebiliriz. Yaş ile beraber beynin bulutlanması/sislenmesi diye bilinen kısa süreli unutkanlık, çevreye ilginin azalması gibi semptomları gidermede oldukça etkili. Ayrıca, bağışıklık sisteminin baskılandığı veya bozulduğu kanser tedavilerinde kemoterapi veya radyoterapi tedavisi sonrasında, kronik viral hastalıklarda, kalp-damar hastalıklarında, romatolojik rahatsızlıklarda da ozon tedavisi rahatlıkla uygulanabiliyor” açıklamasında bulundu. 

 

Ozon terapi kas-iskelet sistemi hastalıklarında etkili

Ortopedik hastalıkların tedavisinde ozon tedavisinin yaygınlaştığını belirten Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Sadi Kayıran, “Özellikle halk arasında ‘yumuşak doku romatizması’ olarak bilinen fibromiyalji hastalığında, hastanın kas ağrılarının azalması, yorgunluk şikayetlerinin giderilmesi ve iyilik halinin uzun süreli devam etmesinde ozon terapinin olumlu etkilerinin olduğunu gösteren pek çok çalışma mevcut. Ayrıca romatizmal hastalıkları da kapsayan kas-iskelet sistemi hastalıklarında faydalı etkileri bildiren araştırmalar da dikkat çekici. Tüm bunlarla birlikte ozon uygulamalarını tek başına mucizevi bir yöntem olarak görmek yanlış olur. Hatta ozon uygulamaları vücudun tedaviye verdiği yanıtı artıran bir yöntemdir. Bu nedenle hasta tüm yönleri ile değerlendirilmeli, medikal tedaviler, korunma prensipleri, egzersizler, yardımcı cihazlar gibi tedavinin diğer önemli bileşenleri asla ihmal edilmemeli” uyarısında bulundu. 

 

Hasta ve tedaviye göre uygulama şekli değişiyor

Ozon terapinin majör (damar içerisine), minör (kas içerisine ozon-kan karışımı uygulama), lokal (kas içerisine ozon uygulama) ve topikal (ilacın deriye sürülmesi) şekillerinde uygulanabildiğini belirten Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Sadi Kayıran, “En yaygın uygulama yöntemi majördür ancak uygulama şekli ve alınacak seans süre-sıklığı hasta ve hastalık durumuna göre değişiklik gösterebilir. Terapinin, mutlaka doktor kontrolünde, iyi bir klinik değerlendirme sonucunda, hijyen kurallarına uygun, deneyimli bir ekip tarafından yapılması önemli” dedi. Ozon terapinin yan etkisinin yok denecek kadar az olduğunu vurgulayan Dr. Kayıran, “Uygulama sonrası görülen etkiler, terapinin metot ve dozuna göre değişebilir ancak birçoğu geçicidir” şeklinde konuştu. 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Exit mobile version