Uluslararası danışmanlık, denetim, vergi, strateji ve kurumsal finansman şirketi EY (Ernst & Young), şirketlerin sürdürülebilirlik yolculuğunda hukuk danışmanlarının ve hukuk departmanlarının yapabileceği katkılara odaklanan ‘General Counsel Imperative’ araştırmasının sonuçlarını duyurdu. Araştırma, günümüz iş dünyasında hukuk departmanlarının ve hukuk danışmanlarının şirketlerin sürdürülebilirlik amaçlı dönüşüm çalışmalarında çok önemli roller üstlenebileceğini ortaya koyuyor.
EY ile Harvard Hukuk Fakültesi Hukuk Mesleği Merkezi (Harvard Law School Center on the Legal Profession) iş birliğinde gerçekleştirilen Hukuk Danışmanlığı Gereksinimleri (General Counsel Imperative) araştırmasının sonuçları açıklandı. Hukuk departmanlarının ve hukuk danışmanlarının şirketlerin sürdürülebilirlik stratejilerinin başarısında kritik bir role sahip olduğunu gösteren araştırma, sürdürülebilirlik ile ilgili konu başlıklarına bağlı hukuki riskler, uyum riskleri ve itibar risklerinin önlenmesinde ve yönetilmesinde hukuk departmanlarının ve hukuk danışmanlarının rolünün daha da önem kazandığına dikkat çekiyor.
EY Hukuk Bölümü ve Harvard Hukuk Fakültesi Hukuk Mesleği Merkezi tarafından gerçekleştirilen bu araştırma kapsamında, 20 ülkede 12 sektörü temsil eden şirketlerden toplam 1.000 hukuk baş müşaviri ve hukuk departman liderleri ile görüşüldü.
Araştırma, günümüzde sürdürülebilirlik odaklı çaba, faaliyet ve hedeflerin şirketlerin hukuk departmanları için karmaşık olarak nitelendirilebilecek sorunlar ürettiğine, bunların çözümü için sürdürülebilirlik bakış açısıyla konulara yaklaşılmasının dolayısıyla hukuk departmanlarının önceliklerini ve odaklanmaları gereken noktaları doğru tayin etmesinin önemine işaret ediyor.
Araştırmada öne çıkan bulgular
Kurumların hukuk departmanlarının sürdürülebilirlik konularına nasıl yanıt verdiğini anlamayı da amaçlayan Hukuk Danışmanlığı ve Sürdürülebilirlik Araştırması 2022’nin temel bulguları, hukuk birimlerinin sürdürülebilirlik konularında paydaşların artan baskıları ile karşı karşıya olduğunu ortaya koyuyor. Bu durumun organizasyonların risk profilini de yeniden şekillendirdiğine de dikkat çekiliyor.
Raporda kamuoyunun şirketlerden artık sadece çevreye zarar vermemelerini değil, aynı zamanda çevresel ve sosyal meseleleri etkin bir biçimde ele almalarını da beklediği vurgulanıyor: Bir zamanlar sürdürülebilirlik çabalarının destek mesajları ve gönüllü taahhütlerden ibaret olduğu ve bunun yeterli görüldüğü dünya geride kaldı. Artık sürdürülebilirlik kaynaklı itibar risklerinin çok daha keskin hale geldiği, aksiyonları temel alan bir dünya söz konusu.
Çalışmaya göre, Hukuk Danışmanları için temel sürdürülebilirlik önceliklerinden biri de kamuoyu beklentilerinin ilgili kurumun yasal yükümlülüklerini aştığı noktalarda şirket yönetimine uyum ve üst norm anlamında tavsiyelerde bulunmak olmalı. Bu yöndeki bildirimlerin liderler tarafından takdir ve teşvik edilmesi de önem taşıyor.
Sürdürülebilirlikle ilgili itibar riskleri, hukuk departmanlarının odaklarını geleneksel olarak farklı departmanlar tarafından yönetilen alanlara doğru genişletmelerine de neden oluyor. Bu şekilde genişleyen ilgi ve görev alanları ise, hukuk departmanlarının günlük karar alma süreçlerine daha fazla dahil olmaları sonucunu doğuruyor.
Çalışma, hukuk departmanlarının sürdürülebilirlikle bağlantılı iş yüklerindeki artışla başa çıkmak için ihtiyaç duydukları yeteneklere ve bütçe kaynaklarına genel olarak henüz sahip olmadıklarını da gösteriyor. Yine, hukuk departmanının sürdürülebilirliğe nerede ve nasıl dahil olacağının tanımlanması ve diğer departmanlarla etkili iş birliğinin kolaylaştırılarak teşvik edilmesi de kritik öneme sahip konular arasında. Sürdürülebilirlik konularında ve zorluklarında artan etkinlikleri, hukuk departmanlarına benzersiz bir bakış açısı da sağlıyor.
Hukuk departmanlarının ve hukuk danışmanlığı stratejilerinin yeniden şekillendirilmesi gerekecek
EY Türkiye Hukuk Bölümü Şirket Ortağı ve Gayrimenkul, Turizm Sektör Lideri Mehmet Küçükkaya, araştırmayla ilgili şu değerlendirmede bulundu:
“Günümüzde çevresel ve sosyal konulardaki hem yerel hem de küresel yeni yasal düzenlemeler, tüm kurum ve kuruluşları birçok yönden etkiliyor. Yatırımcılar, düzenleyiciler, müşteriler, tüketiciler, çalışanlar ve genel kamuoyu olarak sıralanan paydaşların şirketlerden sürdürülebilirlik alanındaki beklentileri her geçen gün katlanarak artıyor. Çevresel, Sosyal ve Yönetişim (ESG) konularını içeren sürdürülebilirlik konuları giderek çeşitlilik ve derinlik kazanırken daha karmaşık riskler, ciddi yaptırımlar ve uyum yükümlülükleri de ortaya çıkıyor. Bu alandaki kapsamlı değişime dikkat çeken araştırma, günümüzde kurumlar içerisindeki etkileri giderek artan hukuk departmanlarının ve hukuk danışmanlarının, yakın gelecekte iş yüklerinin ve sorumluluklarının kapsamının genişlemesiyle birlikte, bu genişlemeye uygun şekilde stratejilerini yeniden değerlendirmeleri gerekeceğinin altını çiziyor.”
EY Türkiye Danışmanlık Bölümü Şirket Ortağı ve Risk Danışmanlık Hizmetleri Lideri Emre Beşli de şunları ekledi:
“Sürdürülebilirlik ve ESG alanında şirketlerin farklı birimlerinin koordineli bir biçimde çalışması çok önemli. Çünkü konu hem çok boyutlu hem de şirketlerin bu sorumluluğu tek bir birime yüklemesi anlamlı değil. EY ve Harvard Hukuk Fakültesi tarafından yapılan bu araştırma, bize bir şirketteki Hukuk fonksiyonunun inisiyatifindeki adımları sıralıyor. Hukuk departmanlarının çalışma modelinin, daha yüksek değerli organizasyon hedeflerine odaklanacak kapasiteye, uzmanlığa ve kaynaklara sahip olacak şekilde geliştirilmesi bunlar arasında. Ayrıca, stratejik planları yürütmek için Hukuk Danışmanlığı bünyesinde oluşturulacak mükemmellik merkezleri veya teknoloji iyileştirmeleri gibi dahili ve harici yetenekler oluşturulması da büyük önem taşıyor.”
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı