Haber siteleri, sosyal medya kanalları, blog sayfaları ve benzer web sitelerinde yer alan ve gerçek olmayan, kişilik haklarını veyahut marka hakkını zedeleyen bir haberin kaldırılmasını isteme hakkına sahipsiniz. İletişimci Yazar Barış Karaoğlan, gerçek olmayan ya da güncelliğini ve doğruluğunu yitirmiş bir haberin, internet ortamında kaldırılması ya da erişimin engellenmesi konularında önemli açıklamalar yaptı.
Güncel bir örnek vermek gerekirse, yargılandığı bir davadan beraat etmiş birinin hala haber sitelerinde “piyasayı dolandırdı” ya da “nitelikli dolandırıcılıktan hapse girdi” ve benzer şekilde yapılmış haberlerin, -kaldırılma talepleri- haberi yapan sitelerden talep edildikten sonra arama motorlarından da silinmesi başvurusu yapılabilir. Haber sitelerinin böyle durumlarda haberi kaldırmak istememeleri halinde “düzeltme talebi” yapılarak haberin kaldırılması veyahut düzeltilmesi sağlanabilir, bu anayasal bir haktır ve basın yasası ile de düzenlenmiştir.
Yapılan son değişikliklerden sonra TBMM Adalet Komisyonundan geçen yasa teklifi ile İnternet Haber Siteleri de süreli yayın kapsamına dahil edildi ve bu değişikliklerden sonra Basın Yasası da yeniden konuşulmaya başlandı.
Basın Yasası’nın 14. maddesi cevap ve düzeltme hakkının ne şekilde kullanılacağını, sade bir biçimde açıklamaktadır.
Maddenin ilk paragrafında, “Süreli yayınlarda kişilerin şeref ve haysiyetini ihlal edici veya kişilerle ilgili gerçeğe aykırı yayım yapılması halinde, bundan zarar gören kişinin yayın tarihinden itibaren iki ay içinde göndereceği suç unsuru içermeyen, üçüncü kişilerin hukuken korunan menfaatlerine aykırı olmayan düzeltme ve cevap yazısını; sorumlu müdür hiçbir düzeltme ve ekleme yapmaksızın, günlük süreli yayınlarda yazıyı aldığı tarihten itibaren en geç üç gün içinde, diğer süreli yayınlar da yazıyı aldığı tarihten itibaren üç günden sonraki ilk nüshada, ilgili yayının yer aldığı sayfa ve sütunlarda, aynı puntolarla ve aynı şekilde yayınlamak zorundadır” denilmektedir.
Anlaşılacağı gibi, düzeltme hakkının kullanılması için ortada hukuka aykırı bir yayın olmalıdır, bu aykırılığın tanımını, yasa koyucu “şeref ve haysiyeti ihlal edici veya gerçeğe aykırı yayın”, şeklinde düzenlemiştir. Elbette bu durum her olayın kendi içerisindeki somut özelliklerine göre değişiklik gösterebilir. Hakkında yayın yapılan kişi, o yayından bir biçimde “incindiğini ve kendisine zarar verdiğini” düşünüyorsa, cevap ve düzeltme hakkını kullanabileceğini ifade edebiliriz.
Erişimin engellenmesi başvurusu
Bu ve benzeri ihlal durumlarındaki haklı girişimlerin bir Anayasal Hak olduğunu vurgulayan İletişimci Yazar Barış Karaoğlan, yasa maddelerini de belirterek şöyle devam etti;
5651 sayılı "İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkındaki Kanunun 9. maddesi, “İnternet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle kişilik haklarının ihlal edildiğini iddia eden gerçek ve tüzel kişiler ile kurum ve kuruluşlar, içerik sağlayıcısına, buna ulaşamaması halinde yer sağlayıcısına başvurarak uyarı yöntemi ile içeriğin yayından çıkarılmasını isteyebileceği gibi doğrudan sulh ceza hâkimine başvurarak içeriğe erişimin engellenmesini de isteyebilir.” İfadeleri ile bu konuya açıklık getirmiştir.
Aynı kanunda “İnternet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle kişilik haklarının ihlal edildiğini iddia eden kişilerin talepleri, içerik ve/veya yer sağlayıcısı tarafından en geç yirmi dört saat içinde cevaplandırılır” denilmektedir. Hâkimin değerlendirmesine göre duruşma olmaksızın erişimin engellenmesi kararı verilebilir ve bu karar ivedi olarak erişim sağlayıcılar birliğine mahkeme tarafından tebliğ edilir.
Bilinmelidir ki, Anayasa’nın 28 ve 5187 sayılı Basın Kanunu'nun 3. maddesinde ifadesini bulan basının haber verme hakkı gerçeklik, güncellik, kamu yararı, toplumsal ilgi, konu ile ifade arasında düşünsel bağlılık unsurları ile sınırlıdır. Haber verme hakkı, bu sınırlar içinde kaldığı sürece hukuka uygundur. Bu unsurlardan birini taşımayan haberin veya eleştirinin hukuka uygun olduğundan söz edilemez ve saldırıya uğrayan kişisel hak, “korumaya değer bir üstünlük kazanır.”
Bu kısımda basın özgürlüğüne de atıfta bulunmak gerekirse, basın özgürlüğünün “bir dereceye kadar abartma, hatta kışkırtmaya başvurma hakkını da içerdiği” unutulmamalı ve gözden çıkarılmamalıdır.
Haber verme hakkının hukuka uygun bir biçimde kullanılabilmesi için gereken ölçütler dört başlık altında toplanabilir;
1- Haber gerçek olmalı,
2- Haber güncel olmalı,
3- Haberin verilmesinde kamu yararı bulunmalı,
4- Haberin veriliş biçimi ile özü arasında düşünsel bir bağ bulunmalıdır.
Bu unsurlar eleştiri hakkı yönünden de geçerlidir. Yani eleştirinin olabilmesi için, haberin ya da yazının içeriğinin gerçek olgulara dayanması, güncel bulunması ve bu haberin verilmesinde kamu yararı bulunması koşullarına bağlıdır.
Yani kişinin ya da bir kurumun kişilik haklarını ihlal edici bir haberin kaldırılmasını istemek, yasalarca koruma altına alınmış anayasal bir haktır.
Özel hayatın gizliliği ihlali başvurusu nasıl yapılır?
İnternet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle özel hayatının gizliliği ihlal edilen kişiler, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’na doğrudan başvurarak, “içeriğe erişimin engellenmesi tedbirinin uygulanmasını” talep edebilmektedirler. Bu talep üzerine Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun tedbiren vereceği erişimin engellenmesi kararı gereği için Erişim Sağlayıcılar Birliği’ne gönderilmektedir. Talep edenin tedbir kararını 24 saat içerisinde hakim onayına sunması gerekir. Aksi halde tedbiren verilmiş karar kendiliğinden kalkar ve erişime engellenmiş adres/adresler tekrar erişime açılır.
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı