Moda sektörü, bireylerin tercihlerinden en hızlı şekilde etkilenen sektörlerin başında geliyor. Günümüzün tüketim alışkanlıklarını şekillendiren hızlı moda ise bir tür kullan-at modeli yaratarak doğa üzerinde her geçen gün bir tehdit oluşturmaya devam ediyor.
Dünyayı petrolden sonra en çok kirleten ikinci büyük endüstri: Moda Endüstrisi
İstatistiklere göre hızlı moda sektörü küresel atık suyunun 20’sinden, küresel karbon emisyonlarının yüzde 10’unundan ve okyanuslardaki plastik kirliliğinin 35’inden sorumlu olarak petrol endüstrisinden sonra dünyamızı en çok kirleten ikinci endüstri.
Moda endüstrisinde her yıl 2 milyon olimpik havuzu doldurabilecek kadar su kullanılıyor!
Sadece bir tişörtün üretiminde kullanılan su miktarı tam 2700 litre! Bu sadece bir tişört için, 13.500 bardak su demek oluyor. Bir kot pantalon için kullanılan su miktarı 10.850 litreye eş değerken, bir kilogram pamuk için gerekli olan su miktarı ise 20.000 litre.
Her yıl 13 milyon ton tekstil atığı oluşuyor!
Araştırmalara göre ortalama bir tüketici yılda 31.7 kilogram giyim eşyası atıyor, bu da küresel olarak her yıl 13 milyon ton teksil atığının oluşmasına neden oluyor. Atılan bu giysiler, 200 yıldan fazla çöplüklerde kalabilirken bu süre zarfında ayrışarak karbondan daha tehlikeli bir sera gazı olan metanı yayma potansiyeli taşıyorlar.
1,75 dünya varmışçasına harcıyoruz!
Ömürlerini hızla tüketmeleri doğrultusunda üretilen hızlı moda ürünleri; her biri hammaddesinden tedarik süreçlerine, üretiminden tasarımına küresel sıcaklık artışının birincil nedeni olan sera gazı emisyonlarını oluşturarak iklim krizine sebep oluyor. Doğanın sahip olduğu ve insanların 1 yıl boyunca kullanabileceği kaynakların o yıl içerisinde tükettikleri günü yapılan hesaplamalar sonucunda ölçen Dünya Limit Aşım Günü’nün tarihi bu sene için, yapılan analizler sonucunda 28 Temmuz olarak açıklandı. Bu, kaynakları 1,75 dünya varmışçasına harcadığımız anlamına geliyor.
Geri dönüşüm değil, döngüsel dönüşüm!
Atık olan tekstil ürünlerinin 80’i çöplüklere gitmekte veya yakılmaktayken, sadece 20’si yeniden kullanıma sokuluyor ya da geri dönüştürülüyor. Ürünleri atık olmaktan kurtarmanın son çaresi olan geri dönüşüme gerek kalmadan her ürünün hayat döngüsüne devam etmesinin yolu ise döngüsel dönüşümden geçiyor. Döngüsel dönüşüm; atığa gitmek üzere olan ürünlerin yenilenerek kurtarılmasına ve döngüsel ekonominin bir parçası olmasına olanak sağlıyor. Üretimin her aşamasında israfı azaltan ve minimum hammadde ile maksimum üretimi destekleyen döngüsel ekonomi ile kaynaklar korunurken daha sürdürülebilir bir dünyaya katkı sağlanıyor.
Hızlı üretime ve tüketime odaklanan perakende sektöründe üretilen her ürünün hayat döngüsünü değiştirerek dünyamızı korumanın yolu döngüsellikten geçiyor!
Döngüsel ekonomi, kaynakların sorumlu bir şekilde kullanıldığı iş modeli olarak karşımıza çıkıyor. Doğrusal iş modellerinin aksine, ürünlerin ömürleri uzatılarak tüm malzemelerin atık üretmeksizin yeniden üretim sürecine kazandırılmasını sağlarken döngüsel modaya destek oluyor. Döngüsel moda, üretilen her bir ürünün üretiminin ve sonunun eşit derecede önemli olduğu bir sistemi ifade ediyor. Hızlı modanın yarattığı ekolojik zararları azaltarak yaşanabilir bir dünya bırakmak ise döngüsel moda ile mümkün oluyor.
Döngüsel yaşam yolculuğunda ilerleyebilmek için, çevresel bilincimizi artırırken üretim ve tüketim hızımızı azaltmamız gerekiyor. Daha yaşanabilir bir dünya için günden güne hızlı moda yerini döngüsel modaya bırakırken döngüsel dönüşüm hareketini de beraberinde getiriyor.
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı