Marilyn Monroe denince akıllara beyaz ve kırmızı elbisesinin rüzgarda uçuşan eteğiyle çok ama çok güzel bir kadın gelmektedir. Yaşadığı yasak aşklar, skandallar ile geçen bir yaşam ve çok genç yaşta şüpheli bir ölümü ile gelmiş geçmiş en seksi en güzel en çekici ikonlar arasındadır. Peki, gerçekten Marilyn Monroe kimdir? Nasıl bir hayatı olmuştur? Nasıl ölmüştür? İşte, tüm bilinmeyen yönleriyle dünyanın en güzel sarışın kadının hayat hikayesi.
Marilyn Monroe Çocukluk Yılları
Aslında anne ve babası ona Norma Jean ismini vermiştir. Gerçek adı Marilyn Monroe değildir. 1926 yılında Kaliforniya da yaşayan Amerikalı bir ailenin üç numaralı çocuğu olarak doğmuştur. Ailesinin maddi durumu çok kötü olduğu için annesi Marilyn’ i doğumdan çok kısa bir süre sonra başka bir aileye, daha iyi şartlarda büyümesi için evlatlık olarak verilmiştir. Norma Jeanne yani Marilyn Monroe yavaş yavaş büyürken öz annesi de çalışmaya başlamış ve maddi sorunlarını kısmen de olsa çözmüştür. Bu nedenle kızını tekrar yanına almak istemiş fakat karşı taraf kabul etmemiştir. Aslında Marilyn Monroe hayat hikayesi oldukça etkileyicidir.
Öz annesi hiç bir zaman kızından vazgeçmedi ve yedi yaşında iken yasal velayetini geri aldı. Annesinin şizofreni teşhisi alması nedeniyle velayeti annesinin en yakın arkadaşı üzerine almıştır. Dokuz on yaşına geldiğinde yetimhaneye gitmek zorunda kalan Marilyn çocukluğunda uğradığı cinsel saldırıların etkilerini hiç bir zaman unutamamıştır. 16 yaşına kadar gerçek bir evi olmayan bu talihsiz kız çocuğu bir yaprak gibi oradan oraya savrulmuştur.
Norma Jeanne Nasıl Marilyn Monroe Olmuştur?
Hayatın ona yaşattığı zorluklar nedeniyle doğru dürüst bir eğitim hayatı olmamıştır. Kendisine ait bir evi olsun diye 16 yaşındayken bir polis ile evlenmiştir. Evlilik hayatı iki yıl gibi çok kısa bir sürede bitmiştir.
İkinci dünya savaşı zaferini belgesel haline getirmesi için görevlendirilen bir gazeteci, tesadüfen çalıştığı fabrikada Marilyn’in fotoğraflarını çekmiştir. Bu fotoğraf sayesinde bir mankenlik ajansına giriş yapmış. Mankenlik yapmaya başladıktan sonra saçlarını sarıya boyattı ve dünya tarihine adını sarışın bomba diye kazıdı. Sarı saçlar güzelliğine güzellik katmış bu durumda doğal olarak yapımcıların dikkatini çekmiştir.
Çalışmış olduğu film yapımcısı Been Layne önerisi ile adını Marilyn Monroe olarak değiştirdi. Çekmiş olduğu İlk iki film istenilen başarıyı yakalayamadı. Bu nedenle iki yıl kadar bir süre setlerden uzak durdu. Bu süre zarfında mankenlik yapsa da aklında oyunculuk yer etmiştir.
1953 yılına kadar başrol dahil olmak üzere filmlerde oynamasına rağmen asıl başarıyı 1953 yapımı olan Niagara isimli filmde göstermiştir. Bu filmde göstermiş olduğu oyunculuk performansı ile sinema eleştirmenlerinden tam not almıştır.
1960 yılına kadar oyunculuk kariyerinde kendisini zirveye taşımıştır. 1960 yılına kadar geçen sürede süre zarfında geceleri rahat uyuyabilmek için kullanmış olduğu uyku haplarının yapmış olduğu bağımlılıkların yanı sıra bir de bunlara uyuşturucu ve alkol de eklenmiştir. 1961 yılında 3 evliliğini yapmış olduğu Arthur Miller ile boşanması ile birlikte hem özel hayatı hem de kariyeri çöküşe geçmeye başlamıştır. Uyuşturucu, alkol, uyku hapları derken Marilyn Monroe hayat hikayesi 5 ağustos 1962 yılında evinin yatak odasında yüksek dozda uyku hapı neticesinde sona ermiştir.
Marilyn Monroe Filmleri
Marilyn Monroe Genç hissettirmek, Tehlikeli oyun, iki sevgi arasında, Tehlikeli bakıcı gibi filmlerle oyunculuk kariyerine adım atmıştır. Daha sonra ise Niagara, Erkekler sarışınları sever ve milyoner avcıları filmleri ile kariyerinde zirve yapmıştır. 1955 yılında yaz bekarı isimli filmi ile en büyük başarısını yakalanmıştır. Bazıları sıcak sever filmindeki oyunculuğu ile kariyerini en iyi kadın oyuncu altın küre ödülü ile taçlandırmıştır.