Yapılan son TL ödemesi zorunluluğu düzenlemesine bağlı olarak döviz cinsinden çeklerin kullanımının imkânsız hale geldiğini dile getiren Plastik Sanayicileri Derneği (PAGDER) Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Gülsün, “Ülkemiz ticaret hayatında anlaşmazlık ve huzursuzluklara yol açan bu durumun ödeme gününde güncel kurla TL ödeme yapılmasına müsaade edilen döviz cinsinden çeklere imkân sağlanması ile kolay bir şekilde düzelebileceğini düşünüyoruz” dedi.
Ticarette anlaşmazlıkları arttırıyor
Uygulamanın bilhassa plastik sektörü gibi ithal hammadde kullanımının yoğun olduğu sektörlerde ticari anlaşmazlıklara yol açtığının altını çizen Selçuk Gülsün, “Bilindiği üzere ülkemiz ithalatının yaklaşık 90’ı hammadde ve yatırım mallarından oluşmaktadır. Yani üretimin devam etmesi için ihtiyaç duyulan girdilerin önemli bir kısmı ithalat yoluyla karşılanmaktadır. Bu kapsamda yurtiçinde üretimi ve ticareti yapılan ürünler dahi bir noktada döviz ile ilişkili hale gelmektedir. 19 Nisan 2022 tarihinde yapılan düzenlemeyle işletmelere TL ödeme zorunluluğu getirilmişti. Söz konusu düzenleme her ne kadar işletmelerin operasyonel ihtiyaçlarını arttırmış olsa da iş dünyası bir şekilde bu duruma adapte oldu. Lakin bahse konu düzenlemenin döviz cinsinden çeklerin kullanımının imkânsız hale gelmesi gibi istenmeyen bir çıktısı daha oldu. Bu durum çeklerin ödeme tarihlerinde işletmelerin karşı karşıya gelmesi durumunu doğurmakta. Ayrıca söz konusu durumdan kaynaklı güven kaybı ya da kur kaynaklı farkın tahsil edilemeyeceği kaygısı sebebiyle hammadde tedarikçileri vadeleri ya çok kısmakta ya da tamamen vadesiz satışa yönelmektedir ki bu durum mamul üreticilerinin işletme sermayesi ihtiyaçlarında hızlı bir tırmanışa neden olmaktadır. Bu sebeple ödeme gününde güncel TCMB efektif satış kuru üzerinden ödemesi yapılmak üzere döviz cinsinden çek düzenlenmesine imkân verilirse ticari anlaşmazlıkların önüne geçilebilecek ve başta sektörümüz olmak üzere yoğun olarak ithal girdi kullanmak zorunda kalan sanayi kollarımızda da bir nebze rahatlama sağlanacaktır” dedi.
Üretim ve ihracata odaklanmalıyız
Son dönemde hızlı mevzuat değişikliklerinin de etkisiyle işletmelerin operasyonel süreçlere odaklanmak zorunda kaldığını belirten Gülsün, “Oysa ki dünyada yaşanmakta olan sorunlar ülkemiz için fırsatlara da gebe. Bu dönemde sanayi işletmelerinin ticari bir getirisi olmayan süreçlerle vakit kaybetmek yerine üretim ve ihracata odaklanmasını sağlayabilirsek pandemi dönemi doyunca dış ticarette elde ettiğimiz kazanımlarımızın kalıcı hale getirilmesi ve bunlara yenilerinin eklenmesi mümkün olacaktır. Bu sebeple sanayinin genel işleyişini bozacak mevzuat düzenlemelerinden imtina edilmesi ve işletmelerin gerek yatırım gerek işletme sermayesi ihtiyaçları için finansmana erişiminin kolaylaştırılması yolunda atılacak adımlar ülkemizde kalıcı büyümenin anahtarı konumunda olan sanayinin hızlı büyümesi için önem taşımaktadır” dedi.
Mevzuat değişiklikleri öncesi tüm paydaşların görüşü alınmalı
Hayata geçirilen mevzuat değişikliklerinin hazırlık süreçlerinin daha içerici hale getirilmesi gerektiğini dile getiren Gülsün, “Aksi halde mevzuatların uygulanmasında öngörülemeyen hususlar olması kaçınılmaz hale geliyor. Oysa ki konunun tüm paydaşlarının hazırlık süreçlerine dahil edilmesi durumunda bu noktaları daha öncesinde tespit etmek mümkün olacaktır. Bir diğer husus ise mevzuatların yayımlanma tarihleri ile uygulama tarihleri arasında ilgili taraflara adaptasyon için en ufak bir zaman tanınmamasıdır. Bu sebeple her düzenleme yayımlandığında iş dünyasında küçük çaplı krizler yaşanmasına ve uygulama net olarak anlaşılıncaya kadar geçen sürede iş gücü kayıplarına sebep olmaktadır. Gelişmiş ülkelerde olduğu gibi mevzuat yayımlanma tarihleri ile uygulama tarihleri arasında makul bir zaman bırakılması bu tarz sorunların yaşanmasının önüne geçecektir” dedi.
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı