Mirasa Sahip Çıkmakla Değişime Ayak Uydurmak Arasında Bir Seçim

Tüketicinin marka farkındalığına büyük önem veren bir perakende pazarında kimi markalar için mirasları çok değerli görünüyor. Oysa yılların getirilerinin yanında, markaların değerleri ve mirasları yeni tüketicinin ilgisini kaybediyor. Miras markalarının inandığının aksine kurucularının ya da tarihçelerinin artık yankı uyandırmadığının kanıtlandığını vurgulayan Tasarist Yaratıcı Direktörü Musa Çelik, “Markanın temsil ettiği ya da savunduğu o şey her neyse modern dünyayla arasındaki dengeyi yakalamak yeni tüketiciye uyum sağlamanın anahtarı.” yorumlarında bulunuyor.

 

Miras markası olmak, markanın ya da kurucularının geçmişi hakkında bir anlatı oluşturmak ve bunun pazarlama amaçlı kullanılması anlamına geliyor. Markanın değerini ve tüketici güvenini artırmasının yanı sıra eşsiz ve rakipleri tarafından kopyalanamaz olması da değerli bir yol olduğunu gösteriyor ancak görünen o ki bu durum genç markaları da yarış dışında bırakmıyor. Zira bir marka mirasına sahip olmak yalnızca geçmişin anlatısını vurgulamakla değil aynı zamanda kültürel kodlara sahip olmakla ya da yönetimde sürekli gelişime ve son teknolojiye odaklanmakla da gelişebiliyor. Oysa aradaki farkın, bir sonraki nesil tüketicinin marka ya da kurucu tarihiyle kesinlikle ilgilenmemesi olduğunu aktaran Tasarist Yaratıcı Direktörü Musa Çelik, “Mesele, markayı eşsiz kılan o somut şeyin yitip gitmiş insanlardan ibaret olmadığını anlamakta. Ürünün benzersiz niteliklerini, markanın özünü ortaya çıkarmak ve modern dünyanın DNA’sıyla ilişkilendirmek miras markalarının tedavi yöntemi olmalı.” vurgusu yapıyor.

 

Miras Markalarının Tedavisi Modern Dünyanın DNA’sında Gizli

Yıllar boyu marka tarihlerini, değer geçmişlerini arkasına alarak gücüyle yollarına devam eden markalar için değişim konusu doğaları gereği zor görünüyor. Zaman içinde piyasa güçlerindeki değişkenlik, yönetim değişiklikleri, teknolojik yenilikler ve bazen yalnızca insan doğası gereği markaları en başta tüketici gözdesi haline getiren faktörler azalıyor. Değişimin ve dönüşümün gerekliliği her ne kadar göz önünde olsa da birçok marka mevcut müşterilerini de kaybetmekten ve riskten korkuyor. Musa Çelik, bu korkunun anlaşılabilir ve doğal olduğunu belirtirken doğru tedavi ve yöntemle tüketici marka ilişkisini kurtarmanın mümkün olduğunu vurguluyor. “Bu tarz durumlarda bazen kalıpları kıracak kadar köklü bir değişim, bazense yalnızca söylemlerde bir yenilik mevcut müşterileri rahatlatırken potansiyel müşterilere ulaşmayı da kolaylaştıracaktır. Modern dünyaya, yeni tüketiciye alışmak, Z kuşağının DNA’sının gizliliklerini öğrenmek neredeyse zorunluluk haline geldi diyebilirim.” yorumlarında bulunuyor.

 

Ön Plana Çıkarılması Gereken: Marka Farkı

Miras markalarının uzun ömürlülüğünün, kurucularının hayatlarının ya da marka tarihinin ilgi çekiciliğinden çok ürünün sağladığı faydalara ve çekiciliğine bağlı olduğunu aktaran Tasarist Yaratıcı Direktörü Musa Çelik, “Markayı yeni bir tüketici döngüsü için onlarla alaka düzeyini artıracak özelliklere odaklanırken aynı zamanda markanın kişiliğiyle birleştirmek iyi pazarlamanın temel noktalarından olan marka farkını ortaya koymanıza yardımcı olabilir. Yalnızca mirasınız olduğu için yitip gitmiş insanlara, yıllar önce yaşanan olaylara bağlı kalmak sizi geçmişte bırakır. Bunları bırakın, ‘Bugün markanızı tüketiciye sevdirecek olan ne?’ sorusunu cevaplayın ve farkınızı ortaya koyarak gerçekten sahip olabileceklerinizin gücünün farkına varın!” sözlerini kullanıyor.

 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Exit mobile version